« ÇAĞDAŞ – TOPLUMCU – DEMOKRAT YAPILANMA VE BÜTÜNLEŞMEYE ÇAĞRI | CHP: ŞİMDİ NE OLACAK? » |
Mar
29
ÇAĞDAŞ DEMOKRASİNİN NERESİNDEYİZ?
Yazılar, Siyasi İçerikli Yazılar
ÇAĞDAŞ DEMOKRASİNİN NERESİNDEYİZ? |
...
Küçük Dünyamız’ da birbirlerine komşu karşıtlıkların, birbirlerinden etkilenmemeleri, mümkün değildir. Nitekim, Batı yaşamı; endüstri devriminin gayri insani tezine karşı, Doğu’nun antitezinden de esinlenerek, kademe kademe törpülenmiş; demokrasiyi yaygınlaştırıp kurumsallaştırmış; nihayette sosyalleşmiştir. Sosyal demokrasi, işte, böyle bir potada oluşmuştur.
Doğu yaşamının antitezi de, tabii, Batı’ nın sergilediği demokratik gelişmelerden esinlenecektir. Günümüzde Doğu Bloku’nda yaşanan gelişmeleri, böyle bir bağlamda, “demokratikleşme” dönüşümleri olarak, değerlendirebiliriz.
Kısa deyişle, “Demokrat-Batı” yaşamının sosyalleşmesi gibi, şimdi; “Sosyal-Doğu” yaşamı, demokratikleşmektedir.
Bu olguyu, şöyle de yorumlayabiliriz:
Özgürlükçülük ve eşitlikçilik, birbirlerinin yaşam alanına taşma eğilimindedirler. Sınırsız özgürlükler eşitliği; alabildiğine eşitliklerse, özgürlüğü daraltmakta; köreltmektedir.
Denilebilinir ki, yakınçağ dünya siyasi tarihi; özgürlüğün ve eşitliğin, biri ötekini baskı altına almaksızın, sağlıklı yaşama kavuşturulmalarının, acılı-kanlı, arayışlarıyla yüklüdür.
Sosyal Demokrasi işte, “toplumcu demokrasi” ve “demokrat toplumculuk” veçheleriyle, söz konusu arayışlardan, arıtılan, arıtılmaya devam da edilecek olan, “siyasi bir ayar” sistemi olmaktadır.
Siyaset yaşamımızda, bu olgunun henüz tam serpilemediğini izlemekteyiz. Ama sosyal zıtlıklar keskinleştikçe, özellikle soldaki çıkış beklentilerinin, “muhafazakarlaşması”, doğal sayılacaktır.
Bu noktayı biraz açmalıyız.
Sosyal Demokrat İzdüşümlerin Bütünleşmesi
SHP, bir kitle partisidir. Bu kitle, hangi sosyal sınıftan olursa olsun, “toplumcu demokrasi” ve “demokratik toplumculuğu”, benimsemelidir. Partide, emeğin her türlü örgütlenme hakkına saygılı ve destekçi “serbest çalışanlar” ve “işkuranlar” yanısıra; “örgütlenme özgürlüğüne”, o arada “ekonomik örgütlenme özgürlüğüne” inanan, emekçiler; partinin gövdesini oluşturacaklardır.
Bunlar partiye, çeşitli toplumsal katmanlardan yansıyacak olan, sosyal demokrat izdüşümlerdir. Ne birinciler, emeğe saygısız antidemokrat işverenlerdir.. Ne de ikinciler (yani emekçiler), ekonomik örgütlenme özgürlüğüne zıt bir yaklaşım içindedirler.
Yineleyelim, ekonomik örgütlenme özgürlüğü; emeğin örgütlenmesine saygılı olacağı gibi; sosyal kurumsallaşmaya, herhangi bir şekilde direnç oluşturmayacak.. Sosyal demokrat bir potada, onu kolaylaştırıp, çabuklaştıracaktır.
Böyle bir çizgiye gelindiğinde; parti içinde uygun, sağlıklı bir yapılaşmanın, belki özlü fikri ayrışmaların olması, beklenir. Ama, bugün için gruplaşmalar, çoğu kez, “sosyal afetler” sürecinde, yöresel dayanışmalar, ya da iktidar eğilimleri doğrultusunda olmaktadır.
Fikri çatışmalar ise, daha çok, partinin siyasi özkültürünü, henüz tam gelenekselleştirememiş olmasından; dolayısıyla, daha ziyade, işleyiş şablonlarında, aslında çoktan oturmuş olması gereken, arızalardan kaynaklanmaktadır.
Temel Kavramları Kuramsallaştırmak
Sosyal demokrasinin “üyelik” gibi, “katılımcılık” gibi, “yönetimde şeffaflık” gibi, “örgüt-yönetim ilişkileri” gibi, temel kavramlarına, aydınlık getirmesi ve bu kavramları “işler” kurumlara dönüştürmesi, gerekir. Bu alanda şimdi, gerek örgütlerde gerekse yönetim katlarında, ciddi çalışmaların sürdürüldüğü, memnuniyetle belirtilebilir.
Özellikle katılımcılığın geliştirilmesinde en etkin enstrüman, partinin, önce, kendi bünyesidir. Politikaların oluşturulmasında, SHP örgütü “aktif” bir rol üstlenmeye dönük olarak gayet coşkulu, aynı zamanda da, kararlıdır.
SHP örgütü, kurumların seçiminden seçimine, oy kullanmakla yetinmek istememekte.. Demokratik ve örgütsel görevini, en geniş kapsamda yerine getirmeyi, amaçlamaktadır. Böylesi bir canlılık, partinin, bugünkü eksikliklerini gidermede ve giderek iyiye doğru dönüştürülmesinde, en önemli bir güvencedir.
Örgütün katılım kanallarını belirlemesi ve örgütlemesiyle esas siyasi yük, örgütün olur; yönetim kademeleri birer, “nöbet” ve “yönlendirme” mevkiinden ibaret kalır.
Katılım damlaları, örgütün tepelerinden başlayarak dereleşe-ırmaklaşa, çoğala-arıtıla, yönetim çeşmelerinden, gürül gürül akıtılır.
Sosyal demokrasinin dogmatik değil, pragmatik bir siyasi kaldıraç olduğu doğrudur. Bu nedenle, tek bir sosyal demokrasi modelinden, yahut kalıbından bahis, abestir. Ama bu demek değildir ki, SHP’nin sosyal demokrat bir parti olarak, belli bir icraat modeli olmayacaktır. Böyle bir icraat modelinin “iyileştirmesi” bir şeydir.. Bugün için tam belirginleştirilememesi, başka bir şeydir.
Temel Misyon
SHP’nin toplumda temel bir misyonu; toplumculuğun, koyu-katı bir devletçilikle özdeş olmadığını, anlatabilmektir. Devletçilik, toplumculuğun bir aracıdır.. Amacı değil!.. Ama, işte bu noktada, toplumun devlet dışında, devlete kul ya da maiyet olmaksızın nasıl, eşitlikçilik ve özgürlükçülüğü birlikte yaşatarak, örgütleneceğini, anlatabilmemiz gerekir. Devlete, sosyal demokrat nitelikte hükumet etmek, öncelikle böyle bir sonucu sağlamalıdır.. Sağlamalıdır ki, devlete bir başka felsefe egemen olduğunda, devlet çatısının dışında kalacak yığınlar, zarardide olmasınlar, yaralamasınlar, bastırılmasınlar.. Sağlıklı, mutlu ve refah içinde bir yaşam sürdürebilsin, geliştirebilsinler...
İşte, bu hedefin güncel gerekleri; kurumsallaştıra-gidilecek, katılımcılıkla, tartışıla tartışıla, etkin-dinamik yönetimlerce yönlendirilecek örgütlerden, damıtabilecektir.
Parti İçi Eğitim
Yalnız, bu uğurda, “parti içi eğitime” ağırlık verilmesi, bir baş koşul olacaktır.
Sosyal demokrasinin veçhelerinin, programın, tüzüğün, keza güncel sosyal demokrat politikaların yetkililerce, kesim kesim örgütte tartışılacağı, “dönemlik seminerler”, düzenlenmelidir. Bu seminerlere canlılık ve kimlik kazandırmak üzere, devamsızlık göstermeden katılanlar, başarılarının tespiti ile, bir şekilde, örneğin bir “katılım ve başarı belgesiyle”, ödüllendirilmelidirler.
Bu yönde de parti içi çalışmaların, gelişmekte olduğunu, memnunlukla kaydedebiliriz.
Pekiyi, sosyal demokrasinin neresindeyiz:
Bu soruya “mühendisçe” bir cevap verelim.. Fikri; eksiğiyle, fazlasıyla da olsa biliyoruz, geliştiriyoruz.. Ama şimdi önemli olan, fikirden hareketle sosyal demokrasiye işlerlik kazandıracak, bugünkünden daha gelişkin, daha örgün, daha kapsamlı ulusal aletlerin, araçların, makinelerin, yani “kurumların” oluşturulması, hayata geçirilmesidir.
Son Yorumlar