Nukleer Tartismasinda Holiganizme Yer Yok
Nukleer enerji uretimi, yeryuzunde, gayet onemli bir islev ustlenegelmistir. Gerci nukleer enerji, ozellikle, meydana gelen beklenmedik kazalar dolayisiyla, kendisine baglanan umutlari tasiyabilmis degildir; ancak halen pek cok ulkede, yuvarlak 400 000 MW tutarinda kurulu bir nukleer kapasite mevcuttur ki bu, ulkemizde kurulu elektrik kapasitesinin yaklasik yirmi katina denk gelmektedir. Turkiye, nukleer enerji uretimine halen hic hazir degildir! Deginmek istedigim, fevkalade onemli bir husus var. Bu hususa, ''ulkemizde nukleer enerji uretiminin gerceklestirilmesinin yerinde olacagina, cesitli nedenlerle ve samimi olarak inananlarin", onlarin bu demokratik tavirlarina saygi duyuyor olarak, dikkat etmelerini salik vermek isterim. Bilim adamligi zor bir ugrastir. Onyargi kabul etmez. Bir sonuca variliyorsa, bunun kokenindeki verileri iyi tasnif etmeyi icerir. Sonuctan sebep cikartmayi dislar. Sebepleri enine boyuna, tekrar tekrar, dikkatlice ele alip buradan, mumkun mertebe objektif (yansiz), hatta olabildigince bir sonuc cikartmayi amac olarak benimser. Bilimsellikte, verilerdeki belirsizlikler ozenle ele alinir. Bunlarin sonuc uzerindeki etkisi irdelenir. Hicbir sonuc kisisellestirilmez, kisilikle ozdeslestirilmez. Veriler degisirse, sonuc da degisecektir. Hicbir sonuca tutkuyla baglanilmaz. Degisen veriler uzantisinda, evvelce bunlarin isaret ettigi bir sonuctan, dogallikla kopulur, yeni sonuca yakinsanir. Bilimsellikte, duygusallik yoktur. Hicbir sonuctan yana, takim tutar gibi taraf olunmaz. Holigan hic olunmaz. Yalnizca, bir kanaatin hangi veriler uzerinde olarak, nasil olustuguna dair savlar tartisilir, serdedilir. Kanaat serdedilirken, ''Oyle gorunuyor ki'' , "Veriler isiginda oyle anlasiliyor ki'' turunden, dusunme ve kanaat olusturma surecini mumkun mertebe, oldugu gibi yansitacak ifadeler kullanilmaya dikkat gosterilir. Konumuz nukleer enerji olunca, bu aciklamalarin isiginda, yazinin basligina ''kokten-nukleerci'' deyimini neden koydugum, belirleniyor olsa gerek! Nukleer alanda ugras veren, ya da bu alana sempati duyan kimi bilim erbabinin, anlattigim bilim adami niteliklerini ne yazik ki sergilemedikleri bir yana, nukleer secenegi, pek bir farki yok, bir din gibi benimseyip, bu dinin adeta misyonerligini ustlendiklerini, saskinlikla izliyoruz. Soz konusu davranis tarzinin, gercekte, oldukca ilginc sosyo-kulturel bir arastirma konusu olusturacagini vurgulamak isterim. Hemen sunu belirtmeliyim ki, bu satirlarin yazari, nukleer enerji uretimine kategorik olarak karsi degildir; hicbir zaman da karsi olmus degildir. Nukleer enerji uretimine, bir nukleer bilim adami, ayrica kategorik olarak karsi olabilir. Bu onun kisisel tavri olarak, saygidegerdir. Bir nukleer bilim adami, omrunu nukleer arastirmalara verdi diye, nukleer enerji uretiminden yana, bagris cagris, tavir almak zorunda degildir; ayrica boylesi bir tavir aliyorsa, anlatmaya calistigim gibi, akademik bir tavir aliyor hic degildir. Nukleer bilim adami olup, nukleerden yana tavir almak meslek gere gi olmadigi gibi, nukleere karsi tavir almak meslege ihanet degildir. Nasil ki iste ornegin lagimci, meslegi geregi, pislik yemek zorunda degildir, ya da pislik yemezse, meslege ihanet ediyor degildir! Ulkemizde, epeydir vur ha sur ha tepinen kokten-nukleercilerimizin (baskaca da bir sey yapmaksizin) indir-bindir temcit pilavi gibi gundeme getirdikleri savlarin iceriksiz oldugunun anlasilmasi sonucu, ciddiye alinmadiklari uzunca bir donemden sonra, ne hazindir ki, astari yuzunden pahaliya gelecek ayni savlarla, nukleer enerji uretimine gecilmek istendigi bir doneme gelmis bulunuyoruz. O nedenle, bu yazimizda, kokten-nukleerci yaklasimlarin yanlislarini gozler onune serme sorumlulugunu yerine getirmeye calisacagiz. En sonra soyleyecegimizi, simdiden soyleyelim: - Artisi eksisi ile, nukleer enerji uretimi, yeryuzunde, gayet onemli bir islev ustlenegelmistir. Gerci nukleer enerji, ozellikle, meydana gelen beklenmedik kazalar dolayisiyla, kendisine baglanan umutlari tasiyabilmis degildir; ancak halen pek cok ulkede, yuvarlak 400 000 MW tutarinda kurulu bir nukleer kapasite mevcuttur ki, bu, ulkemizde kurulu elektrik kapasitesinin yaklasik yirmi katina denk gelmektedir. Boyle bir resim uzantisinda ve tabii, "demokratik sureclerde'' kararlastirilirsa, Turkiye'ye nukleer enerji uretimi gelebilir, ama bu, bizdeki kokten-nukleerci savlar dolayisiyla olmamalidir; cunku bu savlar, hemen bastan sona yanlistir. Simdi, kokten-nukleerci iddialari ve bunlarin yanlislarini gorelim. |
Son Yorumlar