Seçim Sonuçları

Yazılar, Gazete Yazıları Yorum ekle

Seçim Sonuçları

 

SEÇİM SONUÇLARI: SİYASETTE “MOMENT” TEOREMİ
(AŞİKÂR OLANI ISKALAMAKTAN KORKMALISINIZ!..)

Prof. Dr. Tolga Yarman,

4 Kasım 2002

Öğrencilerime ara ara “Aşikâr olanı görebilemeyecek olmaktan korkmaları gerektiğini” tembih ederim. Pek çok teknik musibet, başta, dikkatli bir çözümleme yapılsa, “aşikâr” sayılabilecek gelişme olasılıklarının farkedilmemiş olmasından kaynaklanır. Buna, kıyamet kadar örnek saymak işten bile değildir. Yalnız “teknik” mi? Hiç değil; düşünceyi genelleştirmek gayet mümkün. Tarih, aşikâr olanın görülememiş, ya da öznel sürüklenmelerle ihtimal dışı sayılmak istenmesinden geri durulamamış olduğu, yığınla ibretle doludur.

3 Kasım Genel Seçimi çok sayıda aşikârın ıskalandığı bir örnek oluşturuyor.

Full story »

Panik Yok

Yazılar, Gazete Yazıları Yorum ekle

Panik Yok

 

Prof. Yarman: Panik yersiz
Serhat OĞUZ - İSTANBUL
GALATASARAY Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman, İstanbul İkitelli'de iki işçinin radyoaktif maddeyle temasının ardından çevre halkında başlayan paniğin yersiz olduğunu belirterek, "Kaynağa 10 metre yakın olan bir insan, radyasyon etkisinin yüzde birinden azına maruz kalır. Bu da fazla zararlı değildir" dedi.
Yarman, şöyle konuştu:
"Doğadan bir yılda aldığımız ışınıma bir birim ışınım dersek, işçilerin kısa sürede aldığı miktar bir yılda alınan miktarın bin - ikibin katı görünüyor. Bu miktarlar ölümcül bir doza dayanıyor. Çevredekilerin paniğe kapılması için neden yok. Çünkü anlaşıldığı kadarıyla esas kaynak tam serbest kalmamış. Gama ışınımı, delici ve uzun menzilli olmakla birlikte mesafenin karesinin tersiyle azalan bir şiddet sergiler. Bu nedenle kaynaktan uzaklaşıldıkça etki belirgin ölçüde zayıflar. 10 metre uzaktakiler, arada yalnızca hava varsa etkinin yüzde birinden azına maruz kalır. Bu da sağlığa zararlı değildir. Hava ve öteki engeller, ışınımı zayıflatıp, yok eder. Bu nedenle kaynağın çok yakınında olanların dışındakilere bir tehlike yansımamıştır."
Yarman, işçilerin maruz kaldığı radyoaktif maddenin Kobalt 60 kaynağına bağlı olduğunu belirterek şu bilgiyi verdi:
"Kobalt, demir gibi doğada mevcut bir element. Işın etkin malzemenin etkinliğinin geçmesi için 10 yarı ömre ihtiyaç vardır. Demek ki eldeki malzemenin rahatsızlık vermeyecek düzeye ulaşması için yuvarlak 50 yıl gerekmektedir. Pekçok büyük hastanede Kobalt 60 kaynağı bulunur. Bu kaynak 'şua uygulaması' adı altında kanserli hastaların tedavisinde kullanılır. Söz konusu kaynaklar, ölümcül olabilecekleri için muhakkak kurşun zırhlarla korunur. Kanserli hücrelere şua uygulanmasına ilişkin süreler, hassas hesap edilir ve denetlenir."

Full story »

Nukleer Tartismasinda Holiganizme Yer Yok

Yazılar, Gazete Yazıları Yorum ekle

 

Nukleer Tartismasinda Holiganizme Yer Yok

Nukleer enerji uretimi, yeryuzunde, gayet onemli bir islev ustlenegelmistir. Gerci nukleer enerji, ozellikle, meydana gelen beklenmedik kazalar dolayisiyla, kendisine baglanan umutlari tasiyabilmis degildir; ancak halen pek cok ulkede, yuvarlak 400 000 MW tutarinda kurulu bir nukleer kapasite mevcuttur ki bu, ulkemizde kurulu elektrik kapasitesinin yaklasik yirmi katina denk gelmektedir.
Turkiye, nukleer enerji uretimine halen hic hazir degildir! Deginmek istedigim, fevkalade onemli bir husus var. Bu hususa, ''ulkemizde nukleer enerji uretiminin gerceklestirilmesinin yerinde olacagina, cesitli nedenlerle ve samimi olarak inananlarin", onlarin bu demokratik tavirlarina saygi duyuyor olarak, dikkat etmelerini salik vermek isterim.
Bilim adamligi zor bir ugrastir. Onyargi kabul etmez. Bir sonuca variliyorsa, bunun kokenindeki verileri iyi tasnif etmeyi icerir. Sonuctan sebep cikartmayi dislar. Sebepleri enine boyuna, tekrar tekrar, dikkatlice ele alip buradan, mumkun mertebe objektif (yansiz), hatta olabildigince bir sonuc cikartmayi amac olarak benimser.
Bilimsellikte, verilerdeki belirsizlikler ozenle ele alinir. Bunlarin sonuc uzerindeki etkisi irdelenir.
Hicbir sonuc kisisellestirilmez, kisilikle ozdeslestirilmez. Veriler degisirse, sonuc da degisecektir.
Hicbir sonuca tutkuyla baglanilmaz. Degisen veriler uzantisinda, evvelce bunlarin isaret ettigi bir sonuctan, dogallikla kopulur, yeni sonuca yakinsanir.
Bilimsellikte, duygusallik yoktur. Hicbir sonuctan yana, takim tutar gibi taraf olunmaz. Holigan hic olunmaz. Yalnizca, bir kanaatin hangi veriler uzerinde olarak, nasil olustuguna dair savlar tartisilir, serdedilir.
Kanaat serdedilirken, ''Oyle gorunuyor ki'' , "Veriler isiginda oyle anlasiliyor ki'' turunden, dusunme ve kanaat olusturma surecini mumkun mertebe, oldugu gibi yansitacak ifadeler kullanilmaya dikkat gosterilir.
Konumuz nukleer enerji olunca, bu aciklamalarin isiginda, yazinin basligina ''kokten-nukleerci'' deyimini neden koydugum, belirleniyor olsa gerek!
Nukleer alanda ugras veren, ya da bu alana sempati duyan kimi bilim erbabinin, anlattigim bilim adami niteliklerini ne yazik ki sergilemedikleri bir yana, nukleer secenegi, pek bir farki yok, bir din gibi benimseyip, bu dinin adeta misyonerligini ustlendiklerini, saskinlikla izliyoruz.
Soz konusu davranis tarzinin, gercekte, oldukca ilginc sosyo-kulturel bir arastirma konusu olusturacagini vurgulamak isterim.
Hemen sunu belirtmeliyim ki, bu satirlarin yazari, nukleer enerji uretimine kategorik olarak karsi degildir; hicbir zaman da karsi olmus degildir.
Nukleer enerji uretimine, bir nukleer bilim adami, ayrica kategorik olarak karsi olabilir. Bu onun kisisel tavri olarak, saygidegerdir. Bir nukleer bilim adami, omrunu nukleer arastirmalara verdi diye, nukleer enerji uretiminden yana, bagris cagris, tavir almak zorunda degildir; ayrica boylesi bir tavir aliyorsa, anlatmaya calistigim gibi, akademik bir tavir aliyor hic degildir.
Nukleer bilim adami olup, nukleerden yana tavir almak meslek gere gi olmadigi gibi, nukleere karsi tavir almak meslege ihanet degildir. Nasil ki iste ornegin lagimci, meslegi geregi, pislik yemek zorunda degildir, ya da pislik yemezse, meslege ihanet ediyor degildir!
Ulkemizde, epeydir vur ha sur ha tepinen kokten-nukleercilerimizin (baskaca da bir sey yapmaksizin) indir-bindir temcit pilavi gibi gundeme getirdikleri savlarin iceriksiz oldugunun anlasilmasi sonucu, ciddiye alinmadiklari uzunca bir donemden sonra, ne hazindir ki, astari yuzunden pahaliya gelecek ayni savlarla, nukleer enerji uretimine gecilmek istendigi bir doneme gelmis bulunuyoruz.
O nedenle, bu yazimizda, kokten-nukleerci yaklasimlarin yanlislarini gozler onune serme sorumlulugunu yerine getirmeye calisacagiz.
En sonra soyleyecegimizi, simdiden soyleyelim:
- Artisi eksisi ile, nukleer enerji uretimi, yeryuzunde, gayet onemli bir islev ustlenegelmistir. Gerci nukleer enerji, ozellikle, meydana gelen beklenmedik kazalar dolayisiyla, kendisine baglanan umutlari tasiyabilmis degildir; ancak halen pek cok ulkede, yuvarlak 400 000 MW tutarinda kurulu bir nukleer kapasite mevcuttur ki, bu, ulkemizde kurulu elektrik kapasitesinin yaklasik yirmi katina denk gelmektedir. Boyle bir resim uzantisinda ve tabii, "demokratik sureclerde'' kararlastirilirsa, Turkiye'ye nukleer enerji uretimi gelebilir, ama bu, bizdeki kokten-nukleerci savlar dolayisiyla olmamalidir; cunku bu savlar, hemen bastan sona yanlistir.
Simdi, kokten-nukleerci iddialari ve bunlarin yanlislarini gorelim.

Full story »

ZİRVEDE NÜKLEER SİLAHSIZLANMA

Yazılar, Bilimsel ve Teknik Yazılar Yorum ekle

ZİRVEDE NÜKLEER SİLAHSIZLANMA



Prof. Dr. Tolga YARMAN
Anadolu Bilim ve Teknolojileri Stratejileri Araştırma Enstitüsü
(BİLTES)


Silahlanma yarışı, o arada nükleer silahlar, 1950’lerden bu yana pekçok aşamadan geçerek, “Yıldız Savaşları”na kadar tırmanmıştı.

Kısaca ifade edilirse Sovyetler Birliği, Yıldız Savaşları alanında, ABD’nin düzeyinde değildi. Bununla beraber, ABD’nin nükleer silahları, uzaydan yok edecek bir “lazer kalkanı” oluşturması halinde, bu kalkanı delebilecek ilave nükleer silahlar yapılabilirdi. İşte bu noktada, Gorbaçov, önceki Sovyet liderlerinin sergilediğinden çok farklı bir yaklaşımla , bir “U” dönüşü yapmış... ABD’nin Yıldız Savaşları projesinden vazgeçmesi halinde Avrupa’dan, orta menzilli nükleer silahların karşılıklı olarak sökülmesini, önermişti.

Gorbaçov’un “barış taarruzu” tüm dünyada, şaşkınlık ve sevinç yarattıydı.

Nükleer silahlanma evresinde böyle bir adım, dünyamızın giderek saplandığı ve yavaş yavaş “sonun başlangıcı” gibi görünen sürüklenmeye; apaydınlık, umut dolu bir “fren” niteliğinde, gelişiverdi.

Demokratik Caydırıcılık

Gerçekte nükleer silahların sökülmesine dönük başarı –Gorbaçov’un barışister karakteri saklı olarak- silahlanmanın, dünyanın başına “bela” olduğunun bilincindeki, özellikle demokratik Batı Avrupa kamuoyunun, başarısıdır.

Demokratik Batı Avrupa Kamuoyu, “nükleer caydırıcılıktan” daha etkin bir silahın, mucidi olmuştur. Bu silah, “demokratik caydırıcılık” silahıdır.

İşte bu silahtır ki son toplamda; nükleer silahların, özellikle Avrupa’daki orta menzilli nükleer silahların sökülmesinde “geri sayım” işlemini, mutluluk çiçekleri açarak, zorlamıştır.

Nükleer Alt Sınır

Full story »

SAVUNMA VE GÜNEYDOĞU

Yazılar, Bilimsel ve Teknik Yazılar Yorum ekle

SAVUNMA VE GÜNEYDOĞU


SAVUNMA VE GÜNEYDOĞU
Prof. Dr. Tolga Yarman, Nükleer Mühendis
Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitüsü
Nisan 1990



Bu satırların yazarı bundan daha üç yıl önce, bilhassa bizim bulunduğumuz yörede, keza Orta Avrupa’da, “Caydırıcılık” kavramının, nükleer olmayan tahrip başlıklarıyla donatılmış, güçlü, güdümlü, “akıllı füzeler”e kayacağını, çalışmış ve ilgili mercilere duyurmuştur.

Bu alanda özellikle, Genelkurmay Başkanrlığımız’ın o ara gösterdiği duyarlılığı kıvançla kaydetmeliyim.

Geliştirdiğimiz öneriye göre, çevremizde mevcut ya da vuku bulacak tehdidi, saldırgan olmayan ancak, “yeterli” sayıdaki akıllı füzelerle caydırmayı öne çekmekteydik. Hatta böyle bir bağlamda “Savunma Sanayimize” de bir gelişme doğrultusu işaret etmek istemiştik. Buf yönde, özellikle ROKETSAN girişimiyle bir miktar harekete geçildiğini, memnunlukla belirtmeliyim.

Şu var ki, çabalarımız ivmelenmedi. Güneyimizdeyse, sanırım hesap dışı bir hareketlenme başgösterdi. İran-Irak Savaşı sırasında taraflar füze çalışmalarına hayli ağırlık vermişlerdi. Barışa girilmesiyle birlikte, anlaşılan, önceden edinilen hızlanma, devam ettirildi.

Halen güneyimizde, kuzeyimizde olduğundan çok daha fazla, çok daha farklı, çok daha denetim dışı, bir tehdit oluşmuş bulunduğu izlenimini, maalesef taşımaktayım.

Full story »

Contact / Help. ©2024 by Tolga Yarman. Design & icons by N.Design Studio. Skin by Tender Feelings / Evofactory.